19 Mart 2014 Çarşamba

Sürrealizm ve Hans Arp

Sürrealizm

Gerçeküstücülük ya da sürrealizmAvrupa'da birinci ve ikinci dünya savaşları arasında gelişmiştir. Temelini, akılcılığı yadsıyan ve karşı-sanat için çalışan ilk dadaistlerin eserlerinden alır. 1924'te "Manifeste du Surrealisme"i (Sürrealizm Manifestosu) hazırlayan şairAndre Breton'a göre gerçeküstücülük,, bilinç ile bilinç dışını birleştiren bir yoldur. Gerçeküstücülük akımı, gerçek dışı anlamında değil aksine gerçeğin insandaki iz düşümü şeklinde bir yaklaşımdır.
Sigmund Freud'un teorilerinden etkilenen Andre Breton için, bilinçdışılık düş gücünün temel kaynağı, deha ise bu bilinçdışı dünyasına girebilme yeteneğiydi.
Breton’un yanı sıra Louis AragonBenjamen Peret, otomatik yazı yöntemleri üzerinde deneyler yaptılar. Kendi söylemleriyle, "gerçeküstü dünyanın düşsel, cinsel, sapkın imgelerini geliştirmeye" başladılar.
Gerçeküstücülük, yöntemli bir araştırma ile deneyi ön planda tutuyor, insanın kendi kendisini irdeleyip çözümlemesinde sanatın yol gösterici bir araç olduğunu vurguluyordu.
1925'ten sonra gerçeküstücüler dağılmaya, başka akımlara yönelmeye başladı. Ancak bu akım, resimden, sinemaya, tiyatroya kadar birçok sanat dalını derinden etkiledi. Andre Breton’un yanı sıra P. J. JouvePierre ReverdyRobert DesnosLouis AragonPaul EluardAntonin ArnaudRaymond QueneauPhilippe SoupaultArthur CravanRene CharFederico Garcia LorcaSalvador DaliRene Magritte gerçeküstücülük akımının önemli isimleridir.

Gerçeküstücü sanat, bunun altında şiirdüz yazı ve resim, üretim aşamasında birçok özgün teknik ve oyun kullanmaktadır. Bunlardan bir çoğu özgür hayalgücünü arttırmak vebilinçin etkisini azaltmak üzerine kuruludur. Bilinçdışı üretim gerçeküstücülükte merkezdedir.
Otomatizm olarak da bilinen bu teknik, gerçeküstücülüğün en önemli tekniklerindendir. Önemli örnekleri şunlardır;

Kendiliğinden çizimin amacı bilinçaltını ortaya çıkarmaktır. El çizim yapılan ortam üzerinde rasgeler hareketler yapar. Şans eseri ve/veya hatalar ile bilinç altı ortaya çıkarılmaya çalışılır.
İlk örneklerini André Masson üretmiştir. Ünlü uygulayıcıları Joan MiroSalvador DaliJean Arp ve Andre Breton'dur. Daha sonraları ressamlar bunu resimlerinde de uygulamışlardır. Elektronik ortamlarda da örnekleri bulunur. Pablo Picasso'da, eskiz ve litografilerinde bu tarz denemelerde bulunmak istediğini belirtmiştir.
Diğer yandan bu tür çalışmalar ana akım gerçeküstücülük tarafından eleştirilmiştir de. Çizimin doğası ve yapılan hatalardan dolayı hiç bir zaman bilinçdışında kalınamayacağı ileri sürülmüştür; "Masson'a göre kendiliğinden görseller iki farklı aşama içerir, bilinç ve bilinçsiz.

Kendiliğnden yazın, bilinçli bir süreçten geçmeyen yazma tekniğinin ürünüdür. Bu teknikte yazan kişi yazıya bilinciyle müdahale etmez, akıcı bir şekilde yazar. Daha sonra da yazısı üzerinde düzeltmeler, eklemeler yapmaz. Bazı durumlarda ise yazan kişi trans halindedir.

En eski gerçeküstücü tekniktir. Dadaist kökleri bulunur.

Guillaume Apollinaire tarafından geliştirilmiştir. Kendiliğinden şiire benzer. Şiirde kelimeler ve harfler bir şekili tamamlar, bu şekil şiirin konusuyla ilgili olur.

Max Ernst uygulayıcılarındandır. Tuvale kalın bir boya tabakası sürüldükten sonra boya hala kurumamış iken, üstü folyo türü malzemeyle kaplanır. Malzeme kaldırıldıktan sonra, tuvalde kalan kısım resmin iskeletini oluşturur.

Max Ernst ve Joan Miró'nun uyguladıkları bu teknik, tuvalden kurumuş boyanın kazımasıyla yapılır.

Farkında olmadan, bilinçsizce cisimlerin formlarını değiştirmektir.
Bu cisimler ataç, kâğıt parçası gibi sıradan şeyler de olabilirler.

  • Kolaj
  • Kesip biçme
  • Yansılama
  • Üst Özdevim

Hans Arp

Jean Arp ya da Hans Arp, (d. 16 Eylül 1887StrasburgAlmanya - ö. 7 Haziran 1966Baselİsviçre), 20. yüzyılın ilk yarısında Avrupa'da görülen öncü sanat anlayışının önderlerinden biri olan Fransız heykelci, ressam ve şair.



  • Bir heykelin özü, ayak parmaklarının ucunda giriş yapmalı, kardaki hayvan ayak izleri kadar hafif.

  • Yakında sesizlik bir efsane olacak. İnsanlık sırtını döndü artık sesizliğe. İnsan egosunu şişirmek için gğnbegün vinlayarak, uluyarak, cırlayarak, gürleyerek, çatırdayarak. öterek, gıcırdayarak ve titreşerek...gürültüye gürültü katan; İnsanlığı, yaşamın, düşünmenin, meditasyon özünden uzaklaştıran malineler, aletler icad ediyor. Böylece kaygılarını dindiriyor. Yarattığı insanlık dışı boşluk, gri bir bitki örtüsü misali, canavarca dört bir yana yayılıyor.

Oktay İLGİN